Genel Bilgiler
Longoz (subasar) tipi ormanlık alanı; çoğunlukla yağış miktarının yüksek olduğu ilkbahar-kış mevsiminde tabanı sularla kaplanan ormanlık alandır. Kırklareli İli Demirköy İlçesine bağlı İğneada Beldesinde bulunan Longoz Ormanları Milli Parkı, Bulgaristan sınırına yakın Karadeniz sahil şeridinde yer almakta ve 3155 hektarlık alanı kapsamaktadır. Alan, Bakanlar Kurulu kararı neticesinde 13.11.2007 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak ülkemizin 39. Milli Parkı olarak tescil edilmiştir. Milli Parkın yer aldığı İğneada beldesi, Demirköy ilçesine 27 km, Kırklareli il merkezine 97 km, İstanbul'a ise 237 km uzaklıkta yer almaktadır.
Milli Park sahası iki parçadan oluşmakta, bu iki parça arasında İğneada belde merkezi yer almaktadır. Milli Parkın güney bölümü Saka Gölü, Deniz Gölü, Hamam Gölü, Pedina Gölü, Mert Gölü ile bu göllerin etrafındaki sazlık alanlar, longoz ormanları ve yaprak döken ormanlar; Milli Parkın kuzey bölümü ise, Erikli Gölü ve çevresindeki sazlık alanlar ile bu bölgeyi çevreleyen longoz ormanlarından oluşmaktadır.
Flora Bilgileri
Yıldız Dağlarını kapsayan aday biyosfer bölgesinde yer alan longoz ormanları, göl ve lagün sistemleri ve kıyı kumulları gibi bölgenin biyolojik çeşitlilik açısından öne çıkan ekosistemlerini içine alan İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı'nda 472 farklı bitki türü kaydedilmiştir.
Longoz (subasar) ormanlarının habitatları arasında karışık orman ağaçlarından dişbudak, kayın, saplı meşe, sapsız meşe, ova akçaağacı, çınar yapraklı akçaağaç, üvez, ıhlamur, kızılağaç, mürver, kızılcık, karaağaç ve gürgen gibi ağaçlar yer almaktadır.
Sulak alan bitkilerinden tatlı su bataklıklarında görülen tehdit altındaki Göl Kestanesi ve Nilüfer toplulukları yüksek su kalitesinin göstergesi olarak kabul edilir.
Kıyı kumulları, longoz ormanları ile birlikte İğneada’nın en hassas ekosistemlerini oluştururlar. Kıyı kumullarında 46 bitki türü tespit edilmiştir. Bu bitkilerden Karadeniz Salkımı, Kilyos Peygamber Çiçeği, Kıyı Kerevizi ve Sahil Sığırkuyruğu endemik türlerdir; Avrupa'da yalnızca Trakya'nın Karadeniz sahillerinde görülmektedir. Alanda yayılış gösteren Kum İncisi, Peygamber Çiçeği, Akyumak ve Kum Zambağı ise Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
Ayrıca alanda, Siklamen, iki yapraklı ada soğanı, kardelen ve mavi bataklı süseni ile ters lale ve orkide türleri görülür.
Fauna Bilgileri
Milli parkın faunası memeliler, kuşlar, böcekler, sürüngen ve iki yaşamlılardan oluşmaktadır.
Memeli tür çeşitliliği yüksek olan İğneada ve çevresi, Türkiye'deki memelilerin %34'ünü Trakya'dakilerin %57'sini oluşturmaktadır. Milli Parkta yarasa türleri haricinde 41 memeli türü tespit edilmiştir. Alanda; geyik, karaca, yaban domuzu, kurt, tilki, çakal, yaban kedisi, sansar, porsuk ve temiz suların göstergesi sayılan su samuru gibi önemli yaban türleri yaşamaktadır.
Türkiye kuş varlığını oluşturan 454 kuş türünden yarıya yakını yıl içerisinde İğneada'da görülebilmektedir. Milli Park, çok sayıda su kuşu ve yırtıcı kuşun özellikle de leyleklerin sonbahar göçünde geçiş yoludur. Alanda görülen 9 kuş türü İğneada ekosistemi için gösterge tür olarak kabul edilmiştir. Bu türlerden Küçük Yeşil Ağaçkakan ülkemizde sadece Kuzey Trakya'da yayılış göstermektedir. Cüce karabatak, akkuyruklu kartal ve küçük kerkenez ise Avrupa Kırmızı Listesinde nesli tehlike altında olan ve tehlike altına girebilecek türlerdir.
Milli Parkta, 35 balık türü, 27 sürüngen, 9 ikiyaşamlı ve 310 böcek türü tespit edilmiştir. Balık türlerinden dere hamsisi, deniz iğnesi, tatlısu kaya balığı, kurt balığı, noktalı inci balığı, acı balık, taş yiyen balık, karaburun balığı; iki yaşamlılardan pürtüklü semender, gece kurbağası, siğilli kurbağa, ova kurbağası ile sürüngenlerden oluklu kertenkele, yeşil kertenkele, ince kertenkele, duvar kertenkelesi ve Trakya kertenkelesi Bern Sözleşmesi'nin koruma listesinde yer almaktadır.
Kaynak Değerler
İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı ve çevresi, ülkemizde birbiriyle ekolojik olarak bağlı ekosistemler zincirini oluşturan ender yerlerdendir. Milli Parkta, Longoz (Subasar) Orman Ekosistemi, Sulak Alan Ekosistemi, Kıyı Kumul Ekosistemi ve Yaprak Döken Orman Ekosistem tipleri görülmektedir.
Longoz (Subasar) Orman Ekosistemi; Karadeniz sahili boyunca Istranca Dağları'ndan Karadeniz'e doğru akan dereler Karadeniz'e ulaşamadan göllerde ve bu göllerin bataklık alanlarında son bulur. Önlerindeki kumul dolayısıyla denizle olan irtibatları kesilen göl ve bataklıklar, ilkbaharla gelen su miktarının artması ile şişerek geriye doğru taşar ve düz araziyi kaplar. Bu taşkın sahalar Longoz (Subasar) Ormanlarını oluşturur.
Kış ve ilkbahar aylarında tamamen sularla kaplı yaz ve sonbahar aylarında kısmen suyu çekilen ancak taban su seviyesi oldukça yüksek, organik madde bakımından zengin asidik topraklar üzerinde gelişen bu subasar ormanları tropikal ormanları andıran bir görünüme sahiptir.
Ülkemizde görülen iklim özelliğinden ötürü bu tip ekosistemlere rastlamak çok zor olmakla beraber subasar orman özelliğine sahip bozulmamış doğallığını koruyan en güzel ormanlar İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı'nda bulunmaktadır. Bu tip ekosistemlerin ülkemizde oldukça az olmasının sebebi bu ekosistemlerin çok hassas olmasından kaynaklanır. Taban su seviyesi düştüğü anda bu ormanlar gerçek özelliklerini kaybederler. İğneada Longoz Ormanları Milli Parkında birbirinden ayrı vaziyette 3 parça halinde longoz (subasar) orman alanları bulunmaktadır. Bunlar; Erikli Gölü Longozu, Mert Gölü Longozu ve Saka Gölü Longozudur.
Sulak Alan Ekosistemi; Longoz ormanları ile kumullar arasında büyüklükleri değişen lagün gölleri ve iç kısımlardaki orman içi göller, bölgenin sulak alanlarını oluşturur. Erikli Gölü, Mert Gölü ve Saka Gölü birer lagün, Hamam ve Pedina gölleri ise orman içi göllerdir. Longoz ormanları gölleri içerisinde su yüzeyi ve sazlık alanı ile en büyük sulak alan Mert Gölüdür. Bu göl aynı zamanda göçmen kuşlar için de büyük önem taşımaktadır.
Kıyı Kumul Ekosistemi; Milli parkın en hassas ekosistemlerini oluşturur. İğneada ve çevresinde bilinen endemik bitkilerin büyük bir kısmı bu bölgedeki kıyı kumulları üzerinde yaşamını sürdürmektedir.
Yaprak Döken Orman Ekosistemi; Bölgede daha çok Saka Gölü Longozu ve Mert Gölü Longozu arasında kalan alanda yayılış gösterirler. Baskın ağaç türleri, Meşe, Dişbudak ve Gürgendir.
Rekreasyon İmkanları
İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, ülkemiz sınırları içerisinde doğal karakterini günümüze kadar taşımış nadir korunan alanlardan biridir. Ülkemiz açısından milli parka karakterini kazandıran longoz (subasar) orman ekosisteminin bu çapta ve doğallıkla başka örneği yoktur. Sahip olduğu farklı ekosistemler sayesinde çok sayıda nadir ve çekici bitki türlerini gözleme imkanı vardır.
İğneada, kuş göç yolu üzerinde bulunduğundan kuş gözlemi için uygun olanaklar sağlar. Muhteşem güzellikteki ormanlarında, bisiklet turu, yürüyüş, fotosafari ve yön bulma aktiviteleri yapılabilir.
Ayrıca Karadeniz'in güzel kıyılarından biri olan İğneada'da yaz ayları sahil turizmi için çok uygundur.
Kültürel Değerler
İğneada çevresinde yörenin tarihine ışık tutan birçok tarihi yapı yer almaktadır. Sivriler köyü Çatalarmut mevkiinde Cenevizlilere ait yıkılmış kalelere rastlanmaktadır. Ayrıca köy içerisinde Traklara ait evleri andıran eski yapılı sazlık evler bulunmaktadır. Yine Sivriler köyü Erikli bölgesinde Traklara ait mezarlıkların olduğu söylenmektedir. Trak evleri yerden belli bir yükseklikte kazıklara oturtulmuş ve çatısı ve çevresi sazlıklarla örtülü bir yapı halindedir. Hamam gölü ile Bulanık derenin denize döküldüğü yer arasında kalan ve Aypolos denilen bölgede tümülüsler, höyükler, eski bina kalıntıları ve kırklara ait mezarlar yer almaktadır. Longoz ormanı içerisinde Traklara ait kazıklar üzerine oturtulmuş eski, ahşap ev kalıntıları olduğu söylenmekte fakat yeri tam olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde 1660 yılında İğneada açıklarından geçerken Bulanıkdere’n denize döküldüğü yerde üzeri kiremitli yaklaşık 300 haneli bir Rum yerleşim yerinin olduğunu yazmıştır.
İğneada açıklarında birçok gemi batığı yer almaktadır. 2. Dünya savaşı sırasında Yahudileri taşıyan bir gemi bu sularda batırılmıştır. Yine Romoflar dönemine ait bir askeri gemi bu açıklarda batmıştır. İçerisinde çok sayıda silah, top ve tüfek olduğu söylenmektedir. İğneada Parkı yapımında da Osmanlı dönemine ait birçok top ve gülle bulunmuştur. Yalnız bu toplar tehlikeli olacağı düşüncesiyle patlatılmıştır.
İğneada, Karadeniz’e kıyısı olan bir sahil beldesidir. Bu nedenle her yıl düzenlenen Karadeniz Yat Turu’nun uğrak yerlerinden biri olma konumundadır. İğneada’nın bu konumunun turizm açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Yöreye özgü gelenekler Asker uğurlama ve düğünlerde yörenin kendine özgü gelenekleri bulunmaktadır. O yıl yöreden kaç kişi askere gidecekse kişi sayısı kadar gün önceden şenliklere başlanmakta her akşam bir askerin evinde yemek yenip askerler davul zurna eşliğinde tüm yöreyi dolaşmaktadır. Düğünlerde ise yastık kapma adeti görülmektedir. Gelinle damadın yastığını kim kapıp düğün evine getirirse o kişi ödülünü almaktadır.
Yine eski bir adet olan bocuk gecesi adeti soğuk ve uzun kış gecelerinde birkaç ailenin bir araya toplanıp sohbetler edip, bu geceye özgü küllü mısır yenerek yapılan bir adettir. Yöre halkından olan ve yörenin tarihini çok iyi bilen Orhan Uyanık bocuk gecesinden şöyle bahseder: “Mesela bocuk gecesi yapılır bizim oralarda. O gece küllü mısır yaparlar; kabakları taşa vurup kırarak peçka denilen kuzineye sürerler. Fırında pişmiş kabaklar kaşıkla yenir.”
Ayrıca her yıl Mayıs ayının ilk pazarında Hıdırellez şenlikleri düzenlenmektedir. Bu şenliklerde tüm halk toplanıp hep birlikte piknik yaparak gün boyunca eğlenmektedirler. Şenliklerden bir gün önce kekik toplanıp suya bastırılmaktadır. Ve akşam evin kapısına cadılar gelmesin diye çalı asılmaktadır. Sabah evden çıkmadan öncede kekikli su ile yüzler yıkanmaktadır.
İğneada yakınlarındaki Avcılar köyü sınırları içerisinde yöre halkının kutsal saydığı Derviş Ali Baba türbesi bulunmaktadır. Bu türbe yerli halk ve yöreye gelen turistler tarafından dua etmek ve dilekte bulunmak amacıyla ziyaret edilmektedir. Yöre halkı düğünlerden ve sünnetlerden önce mutlaka bu türbeye uğrayarak dua etmekte, dilekte bulunmaktadır.