Genel Bilgiler
Bentler Tabiat Parkı, İstanbul ili, Sarıyer İlçesi, Bahçeköy Mahallesi bitişiğinde Belgrad Ormanı içerisinde yer almakta olup, 11.07.2011 tarihinde 16,30 ha’lık alanı ile Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir. Belgrad Ormanındaki en güzel Tabiat Parklarından biridir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla birbiri ardına inşa edilen 7 adet bentten Valide Sultan Bendi (1796), Sultan Mahmut (II) Bendi (1839) ve Topuzlu Bend (1750) bu bölgede bulunmaktadır ve tabiat parkının adı buradan gelmektedir.
Karadeniz üzerinden kuzeyden esen rüzgarların beraberinde getirdikleri yağışı ilk olarak bıraktıkları Belgrad Ormanı, Haliç’i besleyen iki ana dereden biri olan Kağıthane Suyu’nun kaynağıdır. Bu kaynağı oluşturan tali derelerden bazılarının vadilerinin önü yüksek duvarlarla kapatılarak yapay göller oluşturulmuştur. Bu yapılar “bend” olarak adlandırılmışlardır. Bir yerin bend yapmak üzere seçilebilmesi için, vadinin yan duvarlarının, su derinliğinin fazla ve buharlaşma yüzeyinin az olacağı şekilde yüksek olması gerekmektedir. İstanbul’da bendlerin yapılmasının 2 nedeni vardır: Bunlardan ilki, şehrin günden güne artan su ihtiyacı, ikincisi ise özellikle kışın yağan yağmur ve kar sularının çevredeki köylere ve tarlalara zarar vermesidir. Suların fazla gelip bendleri doldurması durumunda ise su, bendin üstünde açılmış olan deliklerden çıkarak künkler ve demir borularla su yoluna aktarılır. Her bendin aşağısında bulunan demir kapı içinde ise suların taksim edildiği tertibat bulunmaktadır.
Bentler Tabiat Parkı'nın da içinde yer aldığı 5524 hektarlık Belgrad Ormanı, günümüze kadar ulaşabilmiş paha biçilemez mimari eserlere, yaklaşık 400 bitki, 169 kuş, 56 kelebek ve yüzlerce mantar türü ile birçok memeli hayvan, sürüngen ve amfibiye ev sahipliği yapmaktadır.
Adeta bir ağaç denizini andıran Belgrad Ormanı, Mezolitik Dönem'den itibaren ilkel topluluklara barınma ve avlanmaları için kucak açmış, daha yakın dönemlere gelindiğinde ise, Bizans İmparatorluğu döneminde büyük bir önem kazanmıştır. İlk olarak bu dönemde, yüzyıllar boyunca kesintisiz olarak sürdüreceği şehre içme suyu sağlama işlevine kavuşmuştur. Ormanın, şehrin can damarlarından biri olduğunun anlaşılması üzerine günümüzde hala dimdik ayakta duran Bozdoğan Kemeri (Valens Kemeri) gibi pek çok su yapısı inşa edilmiştir. İstanbul'a yapılan haçlı seferleri dolayısıyla su yapılarının büyük oranda tahrip olması ile eski önemini kaybetmeye başlayan Belgrad Ormanı, İstanbul'un fethinin ardından, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmasıyla, özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından Belgrad Ormanı'ndan Edirnekapı'ya kadar uzanan Kırkçeşme Su Yolunun inşa edilmesi ile tekrar önem kazanmaya başlamıştır.
Adını, Kanuni Sultan Süleyman'ın 1521 yılında Belgrad seferi dönüşünde beraberinde getirdiği Sırp savaş esirlerini yerleştirmesi nedeniyle "Belgrad" olarak adlandırılan köyden alan ormanın bütünlüğünün korunması için, Osmanlı padişahlarının neredeyse tamamı tarafından fermanlar verilmiştir.
Belgrad Ormanı yüzyıllar boyunca su üretimi fonksiyonuyla öne çıkmıştır, ancak 19.yüzyılın ikinci yarısından sonra ormanların işletilmesinde farklı bir bakış açısının benimsenmesi düşünülerek yurtdışından uzmanlar davet edilmiş ve bu tarihten sonra Belgrad Ormanı, Türkiye'de bilimsel temellere dayalı ormancılığın ilk adımlarının atıldığı ormanlardan biri olmuştur. 1910 yılında Bahçeköy’de Orman Mektebi âlisi’nin kurulmasıyla Belgrad Ormanı'nın eğitim-öğretim ve araştırma fonksiyonu da daha belirgin olarak gündeme gelmiş ve böylece günümüzde hala İstanbul Üniversitesi'ne bağlı olarak hizmet veren Orman Fakültesi'nin de esas temelleri atılmıştır. Yüzyıllardır süren gelenek Cumhuriyet'in ilanından sonra da bozulmamış ve orman su üretimi fonksiyonunun yanısıra, eğitim ve uygulama ormanı olarak sıkı bir şekilde korunmaya devam etmiştir. Bu yıllarda, dönemin Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün imzasının olduğu 12.11.1924 tarihli bir kararname ile muhafaza teşkilatı takviye edilen Belgrad Ormanı'nın, bir anlamda ülkenin umudu olarak bakılan yeni nesil orman mühendislerinin yetiştirilmesi için de en uygun yer olarak görülmesi ile birlikte ülkenin ilk örnek orman işletmesi, orman fidanlığı ve ilk arboretumu gibi ilklere imza atılmıştır.
Belgrad Ormanı, 1953 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile "Muhafaza Ormanı" olarak ilan edilmiş, 1956 yılında ise rekreasyonel faaliyetlere açılmıştır. İstanbul'da yaşayan büyük bir nüfusun ormandan, kültürel, estetik, turistik, eğlenme ve dinlenme gibi çeşitli yönlerden faydalanmasının sağlanması amacıyla Valide Sultan Bendi, Topuzlu Bend ve Neşet Suyu civarında piknik alanları yapılmış, daha sonra bu alanlar, ormanın benzer karakter taşıyan diğer yerlerine de dağıtılmıştır. Belgrad Ormanı içerisindeki Tabiat Parklarından biri olan Bentler Tabiat Parkı, ormanda günübirlik rekreasyonel faaliyetlerin gerçekleştirilebildiği, tarihi bendler gibi muhteşem güzellikteki mimari yapıların hemen yanıbaşında olması ve Bahçeköy merkeze yakınlığı ile oldukça ilgi çeken görülmesi gereken bir alandır.
Ulaşım: Bentler Tabiat Parkı'na, özel araçlarıyla gelenler için Belgrad Ormanı Bahçeköy Giriş Kapısı ve Belgrad Ormanı Kurtkemeri Giriş Kapısından olmak üzere 2 ayrı noktadan giriş yapılabilmektedir. Toplu taşımayı kullanacak olanlar Bahçeköy'e varış için Yenikapı-Hacıosman Metro hattını kullanarak Hacıosman'a geldikten sonra "42HM Bahçeköy-Hacıosman" otobüsü, Metrobüs kullanarak Zincirlikuyu'na gelenler "42M Bahçeköy-Zincirlikuyu" otobüsü, Taksim yönünden gelenler "42T Bahçeköy-Taksim" otobüsü, Beşiktaş yönünden gelenler "Bahçeköy-Beşiktaş" minibüsü, Sarıyer yönünden gelenler "153 Bahçeköy-Sarıyer" otobüsü veya "Bahçeköy-Sarıyer" minibüsü ile Bahçeköy'e ulaştıktan sonra yürüyerek ya da taksi ile Tabiat Parkına ulaşabilirler.
Flora Bilgileri
Belgrad Ormanı florası içinde 282 değişik tür belirlenmiştir. Bu bitki türlerinden 18’i doğal ağaç türü (sapsız meşe, saplı meşe, Macar meşesi, saçlı meşe, mazı meşesi, doğu kayını, adi gürgen, Anadolu kestanesi, yapışkan kızılağaç, gümüşi ıhlamur, sivri meyveli dişbudak, gürgen yapraklı karaağaç, ova akçaağacı, kuş üvezi, titrek kavak, adi fındık, aksöğüt, boz söğüt) 9’u ise ağaçlandırmalarla getirilmiş egzotik ağaç türleridir. Ormanın çalı ve ot katlarında var oldukları belirlenen diğer türler toplam 255 tanedir. Bunlardan 119’u, 574 örnek alandan yalnızca 9 ya da daha azında görülmüşlerdir. Ormanın alt katını oluşturan türlerin sayısı 136 kadardır. Ormanın ana ağaç türleri meşe (üçte biri) ve gürgen başta olmak üzere kayın ve kestanedir. Ancak bazı meşe türlerine seyrek rastlanmaktadır. Sapsız Meşe ve Macar Meşesi genel anlamda her yerde yaygın görülürken, Saçlı Türk Meşesi yaygın ama az, Saçlı Meşe, Mazı Meşesi ve Pırnal Meşesi ise dağınık ve daha az miktarlarda bulunmaktadır. Belgrad Ormanı'nda yaklaşık 400 bitki taksonu ve 6 endemik bitki taksonu bulunmaktadır.
Valide Sultan Bendi bitişiğinde Anıt Ağaç olarak tescil edilmiş olan 269 yaşında Çınar (Platanus orientalis) bulunmaktadır.
Fauna Bilgileri
Belgrad Ormanı, İstanbul Boğazı ile Karadeniz kıyılarınca kuşatılan arazi parçasının bir bölümünü kaplamakta ve Türkiye'nin önemli kuş alanları içerisinde yer almaktadır. Belgrad Ormanı'ndaki kuşların, yıl içerisindeki sayıları ve türleri değişim göstermektedir. İlkbahar ve sonbahar aylarında tür sayısı artmakta, yaz ve kış aylarında ise azalmaktadır. Bu değişim, kuşların göç davranışına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Belgrad Ormanı; su kuşu, yırtıcı ve ötücü kuş türlerine göç döneminde ev sahipliği yapar.
Belgrad Ormanı, Karadeniz köstebeği (Talpa levantis), nesli küresel ölçekte tehlikede olan Tosbağa (Testudo graeca), Yalancı apollo adlı kelebek türünün nesli tehlike altında ve ülkemize endemik bir alttürünü (Archon apollinus nikodemusi) barındırır. Belli başlı hayvan türleri; memelilerde Sus scrofa (Yaban Domuzu), Canis aureus (Çakal), Vulpes vulpes (Tilki), Mustela nivalis (Gelincik), Lepus europaeus (Tavşan), Sciurus vulgaris (Sincap), Erinaceus concolor (Kirpi) ve Talpa europaea (Köstebek) olup; yılan, kaplumbağa, kertenkele ve kurbağa türleri de görülmektedir.
Kaynak Değerler
İstanbul gibi ucu bucağı görünmeyen ve milyonlarca irili ufaklı beton bloktan oluşan bir şehirde, ağaç denildiğinde aklımıza gelen ilk şey, bir parkta bir araya gelebilmiş bir ağaç topluluğudur. Belgrad Ormanı, bu ağaçların binlercesinden oluşan dev bir aileyi barındırmaktadır. Belgrad Ormanı'ndaki ağaçlar, toprağı adeta yeşil bir halı gibi örterek her bir bireyi yüzlerce canlıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu ağaçların önemini, Belgrad Ormanında yaşayan birbirinden farklı rengarenk bitkiler, bu bitkilerin üzerinde umarsızca dolaşıp güzelliklerini sergileyen kelebekler, ölü ağaçlara tutunmuş ya da ağaçların köklerine yanaşmış olan mantarlar, ormanda adeta bir senfoni sahneye koyan kuşlar ile ormanın kuytu köşelerinde gün boyu gözlerden uzak dolaşıp geceleri keşfe çıkan diğer hayvanlar bilir. Dolayısıyla ağaçlar hem bireysel, hem de toplu olarak birçok canlıya sundukları çok çeşitli yaşam ortamlarıyla Belgrad Ormanının belkemiğini oluştururlar.
Belgrad Ormanı, bünyesinde çok çeşitli bitkileri barındırdığından, flora ve bitki coğrafyası bakımından da ayrı bir özelliğe sahip bulunmaktadır. Belgrad Ormanı'nı oluşturan ağaç ve ağaççıklar ile orman altında yaygın görülen türlerin % 56,1'i Orta Avrupa ile Balkan flora yayılış alanına ait bulunmakta, % 22'si bütün Akdeniz havzası ile Güney Avrupa, yani Akdeniz flora yayılış alanı içinde yer almakta, % 18'i Karadeniz ve % 3,9'u da dünyanın diğer kısımlarında yayılış göstermektedir.
Belgrad Ormanı'nın tüm doğal özelliklerini içerisinde barındıran Bentler Tabiat Parkı, meşe ve gürgen ağaçlarından oluşan doğal orman dokusu, bitki çeşitliliği, şehir gürültüsü ve kirliliğinden uzak temiz havası, sportif amaçlı faaliyetlerin gerçekleştirilebildiği orman içi sağlıklı yaşam doğal yürüyüş yolları, özellikle sonbahardaki görsel renk farklılıklarıyla, insanların kendi dünyalarıyla baş başa kalabildikleri huzurlu ortamıyla ayrı bir güzelliği barındırır.
Bizans döneminden itibaren İstanbul’a su sağlayan, ancak İstanbul'a yapılan haçlı seferleri dolayısıyla su yapılarının büyük oranda tahrip olması sonrası ilk olarak Kanuni Sultan Süleyman döneminde Belgrad Ormanı içerisindeki su yapıları ele alınmış ve Mimar Sinan’ın abidevi eserlerinin yer aldığı Kırkçeşme Su Yolu inşa edilmiştir. Daha sonraki yıllarda yeni bendlerin yapımıyla bu şehre ferahlık veren su sistemi genişletilmiş ve 18.yüzyılın ilk çeyreğinde suyun İstanbul halkına yetmemesi nedeniyle ilk adımlarını Sultan I.Mahmud’un attığı ve daha sonraki yıllarda ek yapılarla geliştirilen Taksim Su Yolu inşa edilmiştir. Taksim Suyu Tesisleri’nin bendleri Kağıthane Deresi’nin kollarından Acıelma Deresi’nin kolları üzerinde inşa edilmiştir. Topuzlu Bend Eskibağlar Deresi, Valide Sultan Bendi ve Sultan Mahmud Bendi ise Arabacı Mandırası Deresi’nin iki kolu üzerindedir. Bentler Tabiat Parkı bünyesinde yapım sırasına göre Topuzlu Bend, Valide Sultan Bendi ve II.Mahmud Bendi olarak bilinen bu bendler, hem İstanbul’un artan nüfusunun su ihtiyacını karşılamada önemli katkılar sağlamışlar, hem de 18.yüzyıl sonrası Osmanlı mimarisinin önemli örneklerinden olmuşlardır. 19. yüzyılın son çeyreğinde İstanbul’da bulunan Charles De Moüy (1879) mektuplarından birinde II.Mahmud Bendi’ni Paris’deki Versailles Sarayı’na benzetmiş ve bu bend ile Valide Sultan Bendi’nin adeta doğanın bir parçasıymışcasına oluşturdukları uyumlu peyzajı oldukça şiirsel bir dille anlatmıştır.
Topuzlu Bend; Bendin asıl adı 1.Mahmud Bendi olup, sonradan payandaların üzerindeki etrafı korkulukla çevrili iki mahfilin (padişah için ayrılan sütunlu yüksekçe bölüm) dört köşesindeki kolonların üzerine konan çapı 25.5 cm olan taş küreler dolayısıyla Topuzlu Bend olarak anılmaya başlamıştır. Topuzlu Bend, Taksim Suyu Tesisleri’ndeki üç bendin en önde yapılanıdır. Taksim Suyu Tesisleri’nin isale hattının hizmete girdiği 1731 yılından sonra şehre verilen su ihtiyaca yetmemiş, yağışlı mevsimlerdeki suları toplayarak daha fazla su verebilmek için I.Mahmud tarafından 1750 yılında Kağıthane Deresi’ne katılan Acıelma Deresi’nin Bahçeköy’deki Eskibağlar kolu üzerine bu bend yaptırılmıştır. Topuzlu Bend Bahçeköy’ün kuzeydoğusunda ve buraya 10 dakikalık mesafede bulunmaktadır. Bendin su tarafında, tepe noktasından 2.23 m aşağıda, bendin duvar kalınlığı bir kademe yaparak 90 cm kadar genişlemektedir. Böyle bir önlem baraj gölünün boş olduğu zamanlarda çekme gerilmelerine engel olmak için, modern ağırlık barajlarında da alınmakta, su tarafına az bir eğim verilmektedir. Topuzlu Bend’de böyle bir önlemin kademe şeklinde alınmış olması çok ilginçtir. Bend üzerinde 15 beyitlik celi sülüs kitabesi bulunmaktadır. Bendde toplam 6 lüleden debi olarak günde 24 lüle (1.248 m3/gün) su alınabilmektedir.
Valide Sultan Bendi; Taksim Suyu Tesisleri'ndeki 3 bendden, ikincisi olarak III.Selim'in annesi Mihrişah Sultan tarafından 1796 yılında yaptırılmıştır. Valide Sultan Bendi, Kağıthane Deresi'ne katılan Acıeelma Deresi'nin doğu kolu üzerindedir. Bendin manevra odası tamamıyla bend gövdesinin içindedir. Buraya tek kanatlı bir kapıdan girilmekte ve bu kapının üstündeki bir kemerin içinde, mermer bir plak üzerine işlenmiş III.Selim tuğrası görülmektedir. Bendde toplam 11 lüleden debi olarak günde 56 lüle (2.912 m3/gün) su alınabilmektedir. Valide Sultan Bendi Taksim Suyu Tesisleri içerisinde olmasına rağmen, bendin altındaki bir maslaktan ayrılan ikinci bir galeri Kırkçeşme sistemine de su vermektedir. Bendin tam ortasında 4 sütunluk 34 beyitten oluşan bir kitabe bulunmaktadır.
II.Mahmud Bendi; Bahçeköy'ün kuzeydoğusunda Arabacı Deresi'nin batı kolu üzerinde Sultan II.Mahmud tarafından yaptırılarak 1839 yılında tamamlanmıştır ve Taksim Su Yolu'nun üç bendinin en sonuncusudur. "Bend-i Cedid" veya "Yeni Bend" olarak da adlandırılan bu bend, kemer şeklinde olup dairesel eksenli kagir ağırlık barajı tipindedir. Bu bakımdan daha önce yapılan Topuzlu Bend ve Valide Sultan Bendi'nden plan olarak farklıdır. Bendin mimarı Kirazlı Bend’in de mimarı olduğu öne sürülen Karabet Amira Balyan’dır. Bendin haznesi, drenaj alanına göre büyük olduğundan, çoğu seneler tam dolmamaktadır. Yakındaki Valide Bendi’nin ise drenaj alanı haznesine göre büyüktür. Sultan Mahmud Bendi yapı tekniği itibari ile Avrupa’da aynı devirde yapılanlar kadar iyidir. Bendin tepesi mansap tarafına doğru meyilli olup, su tarafındaki mermer payandalar ile desteklenen mermer plaklar bendin daha fazla su toplamasını sağlamaktadır. Bendin menba taraf korkuluğu ortasında kasidesini Ziver’in, hattını ise meşhur hattat Mustafa İzzet’in yazdığı 2 sütun ve 14 beyitten oluşan bir kitabe taşı bulunmaktadır. Kitabe taşının üzerinde oval bir madalyon; madalyonun ortasında Sultan II.Mahmud’un tuğrası, tuğranın sağ üst tarafında padişahın “Adli” mahlası ve sol alt köşesinde ise tuğrayı yazan hattat Haşim’in imzası bulunmaktadır. II.Mahmud tuğrasının etrafı ışın şeklindeki mermer çubuklarla süslenmiştir. Bendde toplam 11 lüleden debi olarak günde 73 lüle (3.796 m3/gün) su alınabilmektedir.
Kültürel Değerler
Belgrad Ormanı, Mezolitik Dönem'den itibaren ilkel topluluklara barınma ve avlanmaları için kucak açmış, daha yakın dönemlere gelindiğinde ise, Bizans İmparatorluğu döneminde büyük bir önem kazanmıştır. İlk olarak bu dönemde, yüzyıllar boyunca kesintisiz olarak sürdüreceği şehre içme suyu sağlama işlevine kavuşmuştur. Ormanın, şehrin can damarlarından biri olduğunun anlaşılması üzerine günümüzde hala dimdik ayakta duran Bozdoğan Kemeri (Valens Kemeri) gibi pek çok su yapısı inşa edilmiştir. İstanbul'a yapılan haçlı seferleri dolayısıyla su yapılarının büyük oranda tahrip olması ile eski önemini kaybetmeye başlayan Belgrad Ormanı, İstanbul'un fethinin ardından, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olmasıyla, özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından Belgrad Ormanı'ndan Edirnekapı'ya kadar uzanan Kırkçeşme Su Yolunun inşa edilmesi ile tekrar önem kazanmaya başlamıştır. Kırkçeşme ile Uzunkemer, Mağlova Kemri, Güzelcekemer ve Paşakemeri gibi 33 sukemeri birbirine eklenerek Belgrad Ormanı'nın suları İstanbul'a taşındı. Bu dönemden itibaren, kaynağı Belgrad Ormanı olan Kırkçeşme Suyolu ve 18. yüzyılın ortalarına doğru inşa edilmeye başlanan ve 19. yüzyılın sonlarına doğru son halini alan Taksim Suyolu, babadan oğula aktarılan bir miras gibi değerlendirildi ve adeta bir devlet meselesi olarak ele alınarak korunmalarına büyük önem verildi.
Belgrad Ormanı içerisinde, Kömürcübent (1620), Büyük Bent (1724), Topuzlu Bent (1750), Ayvat Bendi (1765), Valide Sultan Bendi (1796), II.Mahmut Bendi (1839), Kirazlı Bent (1818) olmak üzere 7 adet bent inşa edilmiştir. Bunlardan Valide Sultan Bendi (1796), Sultan Mahmut (II) Bendi (1839) ve Topuzlu Bend (1750) bu bölgede Bentler Tabiat Parkı civarında bulunmaktadır.
Adını, Kanuni Sultan Süleyman'ın 1521 yılında Belgrad seferi dönüşünde beraberinde getirdiği Sırp savaş esirlerini yerleştirmesi nedeniyle "Belgrad" olarak adlandırılan köyden alan ormanın bütünlüğünün korunması için, Osmanlı padişahlarının neredeyse tamamı tarafından fermanlar verilmiştir. Ancak, buraya yerleştirilen Sırplar, bentlerin suyunu kirletince ormandan çıkarıldılar. 1894'te çevre kirliliği yaratan Belgrad Köyü kaldırıldı.
Belgrad Ormanı, 1953 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile "Muhafaza Ormanı" olarak ilan edilmiş, 1956 yılında ise rekreasyonel faaliyetlere açılmıştır. İstanbul'da yaşayan büyük bir nüfusun ormandan, kültürel, estetik, turistik, eğlenme ve dinlenme gibi çeşitli yönlerden faydalanmasının sağlanması amacıyla Valide Sultan Bendi, Topuzlu Bend ve Neşet Suyu civarında piknik alanları yapılmış, daha sonra bu alanlar, ormanın benzer karakter taşıyan diğer yerlerine de dağıtılmıştır.
Bugüne gelindiğinde dev bir metropolün yanı başında halen dimdik ayakta durmaya çabalayan Belgrad Ormanı, hızlı şehir yaşantısı içinde, iyiden iyiye yitirmeye başladığımız doğanın zarif güzelliğini, içinde barındırdığı zengin tarihi ve kültürel değerleri ile tekrar tekrar keşfedilmeyi beklemektedir.
Rekreasyon İmkanları
Günümüzde Belgrad Ormanı, yaklaşık 15 milyon kişiye ev sahipliği yapan İstanbul kentinin başlıca rekreasyonel alanlarından biri olmuştur. Orman, özellikle bahar aylarının başından sonbaharın ortalarına kadar binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Bu ormanda yapılan faaliyetlerin başında da piknik gelir.
Belgrad Ormanı, tarih içinde her ne kadar büyük oranda şehre kaliteli su sağlaması bakımından ön plana çıkmış olsa da, avlanma, yürüyüş, piknik ve kısa süreli konaklamalar gibi çeşitli aktiviteler de bu ormanda gerçekleştirilmiştir. Orman, özellikle Avrupalı seyyahlar, sefirler ve diplomatlar için yüzyıllar boyunca İstanbul'un gözde sayfiyelerinden biri olma özelliğini korumuştur. Belgrad Ormanı'nın su üretimi fonksiyonu nedeniyle dikkatlice korunması, ormanın doğal karakterinin bozulmasını da önlemiş ve dolayısıyla burası bir sayfiye yeri olarak dikkat çekmiştir.
Belgrad Ormanı'nda yer alan Bentler Tabiat Parkı'nda günübirlik piknik, bisiklet ile gezinti, patika yollarda veya bent etrafında yürüyüş yapılabilir. Doğa fotoğrafçılığı, flora veya fauna araştırmaları gibi aktivitelerde bulunulabilir.