Yürüyüş, kamp, tırmanma veya doğada uzun saatler geçirmeyi veya birkaç gün geçirmeyi içeren herhangi bir aktiviteden hoşlanan herkes, doğanın hem onarıcı olduğunu hem de bağımlılık yaptığını bilir. Ancak yinede tüm zamanını tarlalarda ve ormanlarda geçirmez.
Şehirlere veya evlere sıkışıp kaldığınızda, en azından doğayı ön plana çıkaran güzel bir film izleyerek o yaban hayatın cazibenin biraz olsa da elde edebilirsiniz.
Ana tema olarak dağcılık maceralarına sahip pekçok film olmasına rağmen, doğa yürüyüşü üzerine kurgulanmış film sayısı bir o kadar azdır. Bu nedenle önerilen bazı filmler azda olsa farklı temalara sahip olabilirler, ancak hepsinde de yürüyüş ve vahşi doğa önemli özelliklerdir. Doğa yürüyüşü ile kurgulanmış iyi anlatılan bir hikaye size daha önce hiç düşünmediğiniz şeyleri denemek için ilham verebilir ve cesaretlendirebilir.
Bu listede doğa yürüyüşünü seven herkesin keyifle seyredeceği filmler öneriyorum. Bu filmler sizde herhangi bir duygu uyandırmazsa durumunuz gerçekten kötü demektir. Derhal o evden çıkmalısınız...
The Way; aile, dostlar ve bu sürekli değişen karmaşık dünyada karşılaştığımız zorlukları anlatan güçlü ve ilham verici bir film.
Dr.Thomas Avery (Martin Sheen), Saint James’in Yolu ismiyle de bilinen Camino de Santiago’da (yaklaşık 850Km.) yürürken çıkan fırtına yüzünden ölen oğlunun cenazesini almak için Fransa’daki St. Jean Pied de Port’a gelir ve eve geri dönmek yerine, oğlunun geziyi bitirme arzusunu gerçekleştirmek için tarihi yolculuğa çıkmaya karar verir. Tom’un planlamadığı şey ise bu yolculuğun üzerinde bırakacağı etkidir. Çok fazla yürüyüş deneyimi olmayan Tom kısa bir süre sonra yolculuğunda yalnız olmadığını fark eder. Yol boyunca dünyanın dört bir yanından gelmiş birçok insanla tanışır. Bu insanların her birinin kendi problemleri vardır ve hayatlarında anlam arayışına çıkmışlardır: Bir Alman, bir Kanadalı ve bir türlü yazmaya başlayamayan İrlandalı bir yazar. Yolda yaşadıkları beklenmedik ve çoğu zaman komik olaylarla bu insanların arasındaki bağ gelişir ve Tom bir dünya vatandaşı olmanın ne demek olduğunu öğrenmeye başlar. Tom oğluyla çözümlenmemiş ilişkisi sayesinde, “yaşadığımız hayat ile seçtiğimiz hayat” arasındaki farkı keşfeder.
Oğlunun ölümüyle başa çıkan bir adamın hikayesinin arka plan olarak işlendiği ancak Camino de Santiago'nun muhteşem manzaraları ve pilgrim (hac) ruhu neredeyse filmde bir karakter olarak yer alır. Muhtemelen Emilio Estevez'in bu filmini seyreden pekçok kişi CDS'yu yürümeyi ve hacı olmayı aklından geçirmiş, planlamış veya gerçekleştirmiştir.
Bu filmi neden izlemeli
The Way, duygusal bir patlama. Ölen oğlunun yapamadığı şeyi başarmaya çalışan bir adamın olağanüstü bir hikayesi. Kutsal kabul edilen bir yolda 780 km uzunluğunda bir yolculuğu bitirmek. Doğa yürüyüş deneyimi olmayan birinin, böylesine zorlu bir yolda ilerlemesinin neleri feda atmesi gerektiğini akıldan çıkarmayın. Martin Sheen, karakterinin maceralı yolculuğu sırasında yaşadığı hayat değiştiren deneyimleri anlatmada mükemmel bir iş çıkarmış. İyi hikayeli yol filmlerini seviyorsanız, bunu seveceksiniz.
Film, Cheryl Strayed isimli yazarın Pacific Crest Trail yolundaki kendi gerçek hikayesini kaleme aldığı Wild adlı kitabından uyarlanmış.
Cheryl Strayed, yakın zaman önce annesini kaybetmenin acısıyla büyük bir sarsıntı geçirir ve uyuşturucu batağına saplanarak kendi gözleriyle evliliğinin yavaş yavaş bitmesine ve yok olmasına tanık olur. Cherly annesini kaybetmenin verdiği acıyla birlikte geçmişe dair hatıralarının da vermiş olduğu nedenlerle, birden bire radikal bir karar alır. Çantasını alıp 1800 km uzunluğundaki sonu olmayan bir yolculuğa çıkan Cherly Amerika’nın tehlikeli ve zorlu bölgelerinden geçecek, hatta Pasifik Crest Yolunda yalnız başına yürüyecektir. Kadın başına çıktığı bu tehlikeli macerada umutsuzluk, yorgunluk ve karamsarlığın verdiği karmaşık duygularla birlikte güzel şeylerle de karşılaşacaktır…
Daha önce bu sporda hiçbir tecrübesi olmayan bu kadın, çıktığı bu yolculuk sayesinde iyileşmeye başlar...
Bu filmi neden izlemeli
İkonik Kuzey Amerika Pasifik Tepesi'nde çekilen Wild, uzun mesafeli bir doğa yürüyüşünün mükemmel doğasını sunuyor. Film, 1800 km'lik bir yolda tek başına yürüyen Reese Witherspoon'a oscar adaylığı kazandırdı. Öykünün gerçek kahramanı Cheryl yürüyüşe büyük bir sırt çantası ve yürüyüş hakkında hiçbirşey bilmeden tam bir çaylak olarak başlar ve doğanın zorluklarıyla boğuşurken, sorunlu hayatı ve annesinin ölümü üzerine düşünmek için bir iç yolculuğuna çıkmış. Bazı sahneler oldukça duygusal gelebilir.
Film, Avustralyalı kadın yazar Robyn Davidson’ın kendi anılarını kaleme aldığı aynı adlı kitabından uyarlanmış.
1977 yılında, Robyn Davidson sahip olduğu işini kurtarmak için Batı Avusturalya’da Brisbane'den çölün ortasındaki Alice Springs'e gitmek ister. 24 yaşında bir genç kadın olan Robyn Davidson, bu yolu yürüyerek katetmeyi ailesine ve arkadaşlarına rağmen gerçekleştirmeye kararlıdır. Öncelikle yolculuğu için gerekli ekipmanı ve yiyeceği ayarlaması gerekmektedir. Bir köpek ve dört deveyle çıkacağı 2700 km'lik yolculuk için her şeyini tamamlaması 2 yılı bulur. Vahşi hayvanlar ve susuzluk gibi faktörleri de barındıran bu uzun yürüyüşünde ona National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan da eşlik edecektir. Büyük yolculuktan hemen önce tanışan ikilinin uzun bir yolu, doğayla ve birbirleriyle ilgili de keşfedecek pek çok şeyi vardır. Genç bir kadının nefes kesici bir yolculuk hikayesi.
Bu filmi neden izlemeli
Mia Wasikowska’nın Davidson’ı canlandırdığı film, yazarın köpeği ve dört deveyle 1977 yılında Avustralya çöllerinde yaptığı yolculuğu konu alıyor. Adam Driver ise, Davidson’ın yolculuğunu kaydeden National Geographic fotoğrafçısı Rick Smolan rolünde. Film büyüleyici görüntüler eşliğinde nefes kesici bir yolculuğu anlatırken; genç bir kadının meydan okuyuşuyla feminizmden, hikâyenin geçtiği coğrafya nedeniyle sömürgeciliğe kadar pek çok temaya da değiniyor. Yönetmen John Curran, New York’tan Avustralya’ya yerleştiği dönemde, 80’li yıllarda keşfetmiş Robyn Davidson’ın kitabını. Genç kadının bir anlamda kendisini de keşfetmek için yaptığı bu yolculuğu, kendi yolculuğuna çok yakın bulan Curran, yıllar sonra bu uyarlamayı yapmaktan büyük heyecan duymuş.
Film, bizim pekde bilmediğimiz veya karşılaşmayacağımız doğanın en acımasız ortamı çölde inanılmaz bir irade ve hayatta kalma içgüdüsünü anlatıyor. Mutlaka izlenmeli.
En iyi film adayı
En iyi erkek oyuncu adayı
En iyi senaryo adayı
En iyi orijinal müzik adayı
En iyi kurgu adayı
En iyi orijinal şarkı adayı
2011 ABD Altın küre ödülü
En iyi erkek oyuncu adayı
En iyi senaryo adayı
En iyi müzik adayı
2011 British Academy Film & TV Arts ödülleri
En iyi film adayı
En iyi film müziği adayı
En iyi aktör adayı
En iyi sinema uyarlaması adayı
En iyi yönetmen adayı
2010-2011 uluslararası film festivallerinde
Ödüller ve adaylıklar
Film, Genç bir dağcı olan Aron Ralston'un, Utah yakınlarında düştüğü bir yarıkta, elinin büyük bir kaya parçasının arasına sıkışması ve 5 gün boyunca hayatta kalma mücadelesinin gerçek hikâyesinin kaleme alındığı -Between a Rock and a Hard Place (2004)- adlı kitaptan sinemaya uyarlanmış.
Genç dağcı Aron Ralston, kimseye haber vermeden çıktığı yolculuğunda Utah yakınlarında Moab bölgesinde büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır. 5 gün boyunca hayatta kalmak için elinden geleni yapan Aron'ı oradan kurtaracak kimse yoktur. Tek çaresi yine kendisidir.
Bu filmi neden izlemeli
5 gün boyunca yaralı halde sıkışıp kalma hali ve içsel sorunlarıyla hesaplaşmak zorunda kalan Aaron aynı zamanda cesareti ve kendisini metrelerce derinlikteki bu beladan kurtarmaya yarayacak tüm kendi yönleriyle de yüzleşmek zorunda kalır. Dinamizmini hiç kaybetmeyen film, izleyiciye daha önce hiç yaşamadıkları bir yolculuk vaat ederken hayattaki seçimlerimizle ilgili sıra dışı bir hikâye sunuyor.
Hayatın ve ilişkilerin gel-gitleri ile mevcut durumunun ikilemi arasında akıllıca kurgulanmış film dünya çapında büyük beğeni topladı (6 Oscar adaylığı). Sonunda yaşamayı seçen Aron, çok zor bir karar verir ve düşünülmesi dahi zor bir şey yapar. Bu içinizi ürpertecek sahneyi daha da rahatsız edici yapan şey ise bunun gerçek bir hikaye olmasıdır.
En iyi yardımcı erkek oyuncu adayı
En iyi kurgu adayı
2008 ABD Altın küre ödülü
En iyi orijinal şarkı ödülü
Genç Christopher McCandless’ın ilham veren gerçek hikayesinden uyarlanan Into the Wild, rahat ve konforlu yaşamını terk ederek Alaska’nın kırsalında hayatının en büyük meydan okumasını gerçekleştirmek ve özgürlüğü yaşamak için yollara düşen Christopher’ın hikayesini anlatan jon Krakauer'in en çok satan kitabından sinemaya uyarlanmış.
Önemli bir üniversiteden dereceyle mezun olan Christopher aynı zaman başarılı bir atlettir de. Mezuniyet sonrası verilen bir davette ailesine istediği hayatın bu olmadığını, bir şeylerin eksik ve yanlış olduğunu söyler. Genç adam tüm mal varlığını hayır kurumuna bağışlayıp sahip olduğu her şeyi evinde bırakarak bambaşka bir hayata doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Alaska’nın ıssız ormanlarında sona eren bu yolculuk esnasında ve sonrasında Christopher, hayatını kökünden değiştirecek bazı kişilerle tanışarak hayatın anlamını ve ölümün kaçınılmazlığını en ağır haliyle deneyimleyecektir.
Bu filmi neden izlemeli
Film, Christopher McCandles'ın hakikat, anlam ve şifa arayışında yürek burkucu, şaşırtıcı derecede güzel ve nihayetinde trajik gerçek hayat hikayesi. Ekranda göreceğiniz en zarif doğa sahnelerinin yanı sıra Eddie Vedder'in müthiş film müziğine tanık olacaksınız.
Modern yaşamın düzeltilemez ve yönetilemez olduğunu düşünen Christopher, Massachusetts'ten Alaska'ya doğru bir yolculuğa çıkar. Hikaye, Christopher'ın yolculuğunu ve kendisini yansıtma yolunda yaşadığı iniş ve çıkışları gözler önüne seriyor. Ama ne varki ormanda biraz zaman geçirdikten sonra, doğanın modern dünya kadar affedici olamayacağı gerçeğini fark eder.
Film, başarılı bir gezi-seyahat yazarı olan Bill Bryson'un en çok satan “Ormanda Yürüyüş: Amerika'yı Appalachian Yolu'nda Yeniden Keşfetmek” anılarını içeren kitabının, biyografik-komedi-drama türünde sinemaya uyarlanmış hali.
Ünlü bir gezi yazarı olan Bill Bryson İngiltere'de 20 yıl kaldıktan sonra ABD'ye dönmüş, son 10 yıldır da New Hampshire'da eşi Catherine ile huzurlu bir hayat sürmektedir. Günün birinde yeniden seyahat ruhu uyanan Bryson, 3500 kilometrelik meşhur Appalachian Yürüyüş Yolu'nu kat etmeye karar verir. Eşi onun yalnız gitmesini istemez. Bryson'la bu yolculuğu paylaşmaya hevesli tek kişi ise eski arkadaşı Stephen Katz 'dır. Ancak ikisinin "macera" anlayışının oldukça farklı olması, bu yolculuğu tuhaf ve zaman zaman komik bir hale getirir.
Bu filmi neden izlemeli
Film, Mutlu bir şekilde evlenmiş ve başarılı bir yazar olan Bryson'un, hem ikonik 3500 km.lik Appalachian yolu ile hemde orta yaş krizi ile nasıl başa çıktığını anlatıyor. Bryson'a bu macerasında kendisine eşlik etmeye sadece çok eski fakat sağlıksız ve kilolu arkadaşı Stephen Katz'a gönüllü olur. Garip ikilinin komik, beceriksiz çabaları ile ilerleyen filmin kurgusuna doğa, muhteşem manzaralar ve pratik doğa yürüyüşü ile ilgili konularda serpiştirilmiş. Yazarın kitabı oldukça büyük beğeni toplamış ve CNN tarafından “şimdiye kadar yazılmış en komik seyahat kitabı” seçilmiştir. Bu nedenle de yönetmen film için güçlü bir oyuncu kadrosu seçebilmiştir.
Filmin IMDB notu düşük olsada doğa yürüyüş konusunda sayılı filmler arasındadır. İki yaşlı, uyumsuz, doğa hakkında pekde derin bilgi sahibi olmayan kişinin yolda yaşadıkları izlemeye değer.
En İyi Doğa Yürüyüş Filmlerithe wayyolcamino de santiagowildyabanreese witherspoontrakcsçöldeki izlerPCTpacific crest trailavustralya brisbaneRobyn DavidsonMia Wasikowskamartin sheenemilio estevezDr.Thomas Avery127 hours127 saatAro
Yorumlar
Yorum Yok
Son Eklenenler
Köye Taşındım Geçinebilir miyim? Kemer Sıkma Yöntemleri!
Deniz Can SÖNMEZOĞLU 5 ay önce
Hayat kurtaran seyahat siteleri
Murat SARI 5 ay önce
Taş Fırın Nasıl Yapılır?- Kendin Yap DIY
Deniz Can SÖNMEZOĞLU 5 ay önce
24 SAAT HAVUZUN DİBİNDE ÇADIR KAMPI
Murat SARI 6 ay önce
Kamp Malzemeleri Almak İçin İhtiyaç Kredisi Çekilir mi?
Murat SARI 6 ay önce
Kamp Tatili Zamanı: Hayatınızı Kolaylaştıracak Teknolojik Kamp Ürünleri
İbrahim DEVECİ 7 ay önce
Doğanın Kucağında Bisiklet: Temel İpuçları ve Rehber